12 Kızgın Adam

1957 yapımı filmidir. New York City’deki bir cinayet davasının jürisi, şüpheci bir üyenin uyarısı üzerine delilleri daha dikkatli değerlendirmeye zorlanır ve bu durum, hüsranla sonuçlanır. Hikaye, cinayet davasının yargıcının kapanış konuşmasının ardından jüriye verdiği talimatlarla başlar. Amerikan yasalarına göre, jürinin kararı (suçlu veya suçsuz) oybirliği ile alınmalıdır; aksi takdirde dava yeniden görülmelidir. Jüri, şehrin fakir bölgesinde yaşayan bir çocuğun babasını öldürüp öldürmediğine karar vermekle görevlidir. Aynı zamanda, sanığın suçlu bulunması durumunda uygulanacak cezanın idam olduğu (elektrikli sandalye) kendilerine bildirilir. Film, sonrasında on iki jüri üyesinin davanın ayrıntılarını tartışmak üzere bir araya geldiği jüri odasına odaklanır. Bu noktadan sonra, jüri üyeleri önyargılara dayanan ve oybirliği sağlama konusunda zorluklar yaşadıkları durumlar etrafında dönen bir dizi zorluğa katlanır. Sekizinci jüri üyesi, ilk oylamada farklı bir görüş belirtir. Delillerin ikinci dereceden olduğunu savunur ve çocuğun adil bir tartışma hak ettiğine inanır. Müzakere sırasında, jüri üyeleri çocuğun babasını öldürmek için yeterli motivasyona sahip olduğunu, cinayet gecesi gittiği film hakkında detay hatırlamadığını ve bahanesinin inandırıcı olmadığını savunan bazı üyelerle karşılaşır. Ancak suçsuz kararını savunanlar, çocuğun panik atak geçirmiş olabileceğini, tanıklardan birinin yaşlı adamın dikkat çekmeye çalışabileceğini ve diğer tanığın cinayeti gözlükleri olmadan görmüş olabileceğini öne sürerler. Müzakere devam ettikçe, jüri üyeleri sırasıyla suçsuz kararına doğru yönelmeye başlarlar. Bu süreçte, önyargılara karşı çıkarak adil bir karar vermeye çalışan sekizinci jüri üyesi önemli bir rol oynar.